2017’de tasarımlarda içe dönüş, yeni romantizm, kent yaşamı ve dijital dünyada sanal hayatlar konseptleri ön planda olacak.
Her yıl tasarım trendlerinde ilham alınan konular insan hayatının güncel olarak ne yönde ilerlediğinin çok büyük bir göstergesi oluyor. İster büyük şehirlerde, ister küçük kentlerde; insanlar kalabalık içerisinde yalnızlaştıkça kendilerini daha çok keşfediyorlar ve bu keşifte gerçek mutluluklarını da bulmak istiyorlar. Değişen toplumsal profillere rağmen ise bütün insanlarda doğaya, içe, öze dönme arzusu mevcut.
2017’nin tasarım trendlerine baktığımızda çoğunlukla gök mavisi, yavru ağzı, kum rengi, ekru, toprak tonları, koyu safran, gri-mavi, pudra gibi renkler içe dönüşü ve yeni romantizmi temsil ederken; canlı tonlarda pembe, mor, yeşil ve mavinin plastik tonları ile toz mavi, okyanus mavisi, flamingo pembesi, mineral sarısı, nane yeşili ve lila tonları kent yaşamı ve sanal hayatları temsil ediyor.
Özellikle yeni romantizmle tasarımcılar materyalizmden uzaklaşarak günlük hayatta daha basit bir gerçekliği yakalamak istiyorlar. 2017 İlkbahar — Yaz sezonunda sıklıkla göreceğimiz bu yumuşak tonlar ise hayatın sertliğini çarpıtıyor.
Hızlı kentleşme ve var olan kentlerin de hızla büyümesi ile şehirlerde artan farklı kültür çeşitleri, kent yaşamını bugüne kadar olduğundan daha farklı bir noktaya götürmeye başladı. Sanal dünyanın da günlük hayatın bir parçası haline gelmesiyle tasarımlarda daha sık görmeye başladığımız geometrik 2 boyutlu şekiller, önümüzdeki yıl canlı renklerle buluşuyor.